1 Kasım 2013 Cuma

TÜRK MEDENİ KANUNUNDA VESAYET ALTINA ALINMA

VESAYET: Medeni ehliyeti kullanma ehliyetine sahip  olmayan kimselere mahkeme kararıyla vasi atama işlemine denir. Vesayet yetkisi, Vasilere, Sulh hukuk mahkemelerine, Asliye hukuk mahkemelerine, Kayyımlara ve Yasal Danışmanlara mahkeme kararıyla verilebilir ve mahkemece verilen yetkileri kapsar. Kural olarak vesayete kısıtlılar konu olmaktadır ancak istisnaen küçüklerde vesayete konu olmaktadır.
VESAYET TÜRLERİ: Vesayet organlarını ikiye ayırarak incelememiz gerekir.
  • Kamu Vesayeti; Vesayet makamı ve Denetim makamından oluşan daireler tarafından yürütülen vesayettir. (TMK m.397) Kamu vesayetinde vesayet makamı, Sulh Hukuk Mahkemesidir; Denetim Makamı ise, Asliye Hukuk Mahkemesidir.
             Vasi: Vesayet altındaki küçüğün veya kısıtlının kişiliği ve malvarlığı ile ilgili bütün menfaatlerini korumak ve hukuki işlemlerde onu temsil etmekle yükümlüdür. (TMK m.403/1)
             Vesayet Daireleri: Vesayet makamı, Sulh Hukuk Mahkemesi; denetim makamı, Asliye Hukuk Mahkemesidir. (TMK m.397/2)
              Kayyım: Belirli işleri görmek veya malları yönetmek için atanır. (TMK m.403/2) Kayyımlık; Temsil kayyımlığı ve Yönetim kayyımlığı olmak üzere 2 şekilde de yapılabilir.(TMK m.426,427)
               Yasal Danışman: Kısıtlanması için yeterli sebep bulunmayan ve korunması bakımından fiil ehliyetinin sınırlanması gerekli görülen ergin bir kişiye kanunda belirtilen işlerde görüşü alınmak üzere atanır.(TMK m.429/1)


  • Özel Vesayet; Vesayet altındaki kişinin menfaati haklı gösterdiği, özellikle bir işletmenin, bir ortaklığın veya bir işin sürdürülmesi gerektiğinde vesayetin istisnai olarak bir aileye verilmesidir. (TMK m.398) Özel vesayette vesayet makamı aile meclisidir. Aile Meclisi, vesayet altına alınacak kişinin 2 yakın hışmını veya eşin istemi üzerine kurulur. Aile meclisi 4 yıllık sürede görevde kalır.



VESAYET ORGANLARI



VASİ:  
               Vesayet altındaki küçüğün veya kısıtlının kişiliği ve malvarlığı ile ilgili bütün menfaatlerini korumak ve hukuki işlemlerde onu temsil etmekle yükümlüdür. (TMK m.403/1)  
               Vesayet makamının Sulh Hukuk Mahkemesi olduğunu daha önce söylemiştik. Vesayet makamı olan sulh hukuk mahkemesinin görevi, vasiyi gözetim altında tutmaktır. Sulh hukuk mahkemesinin, vesayet makamı sıfatıyla başlıca görevleri şunlardır:


1. Vasi atama (TMK. m.413) ve vasi atanmasına kadar gerekli önlemleri alma       (TMK m.420),
2. Kayyım atama (TMK. m.430),
3. Kısıtlının menfaatine uygun görmesi hâlinde, Medenî Kanunumuzun 462. maddesinde 14 bent hâlinde sayılan hukukî işlemlerin, vasi tarafından yapılmasına izin verme


Vasi Atanması:  Vesayet makamı gecikmeksizin vasi atamakla yükümlüdür. Atama kararı vasiye tebliğ olunur. Vasiliğe atanan kimse atama kararının kendisine tebliğinden itibaren 10 gün içinde vasilikten kaçınabilir ve ilgili olan herkes, vasinin atandığını öğrendiği günden başlayarak 10 gün içinde atamaya itiraz edebilir ancak vesayet makamı bu kaçınmayı ve itirazı yerinde görmezse kendi görüşü ile birlikte denetleme makamı olan Asliye Hukuk Mahkemesine bildirir. Vasinin atanması vesayet makamının, bu görevi yapabilecekler arasından bir ergini vasi olarak ataması şeklinde gerçekleşir ve vasi kural olarak 2 yıl için atanır. Bu süre her defasında 2 yıl uzatılabilir. 4 yıl dolunca vasiye vasilikten kaçınma hakkı doğar.  Vasi olarak atanmada vesayet altına alınacak kişinin eş veya yakın hısımları öncelikli olmak üzere vasilik koşullarına sahip olmaları kaydıyla bu göreve atar. Haklı sebepler engel olmadığı sürece vasiliğe atanacak kişiyi vesayet altına alınacak kişi ya da ana veya babasının gösterdiği kimse atanır.(TMK m.415) Vesayet altına alınan kimsenin yerleşim yerinde oturan bir kimse vasi olarak atanmışsa bu kişiler vasilik görevini kabul etmekle yükümlüdürler ancak bu yükümlülükten kanunda sayılan hallerde kaçınılabilir. Bu yükümlülük aile meclisince atanma halinde geçerli değildir. Vasiliğe atanan kimse vasilikten kaçınmış veya atanmasına itiraz edilmiş olsa bile, yerine bir başkası gelene kadar vasiye ait görevleri yerine getirmekle görevlidir.


Vasi Olamayacaklar: Kısıtlılar, Kamu hizmetinden yasaklılar, Haysiyetsiz hayat sürenler, Menfaati kendisine vasi atanacak kişinin menfaati ile önemli ölçüde çatışanlar veya onunla aralarında düşmanlık bulunanlar, İlgili vesayet daireleri hakimleri


Vasiliği Kabul Etmeyebilecek Olan Kişiler: 60 Yaşını doldurmuş olanlar, Bedensel özürleri veya sürekli hastalıkları sebebiyle bu görevi güçlükle yapabilecek olanlar, Dörtten fazla çocuk babası olanlar, Üzerinde vasilik görevi olanlar, Cumhurbaşkanı, TBMM ve Bakanlar Kurulu Üyeleri, HSYK Üyeleri


Vasinin Görevleri:
    Defter tutar
  1. Değerli şeyleri saklar
  2. Taşınırların satımı
  3. Paraların yatırılması
  4. Ticari ve Sınai işletmelerin işletilmesi
  5. Taşınmazların satılması
*Vasinin, vesayet altındaki kişi adına kefil olması, vakıf kurması ve önemli bağışta bulunması yasaktır.


Vasinin bu yetkileri doğrultusunda vesayet altındaki kimselerin hukuki sonuç doğuracak davranışta bulunmaları imkansız mıdır? Vesayet altına alınan kişiler ne yapabilir ?
  1. Ayırt etme gücüne sahip olan vesayet altındaki kişi, vasinin açık veya örtülü izni veya sonraki onamasıyla yükümlülük altına girebilir veya bir haktan vazgeçebilir. Yapılan işlem hakim veya diğer tarafın belirlediği sürede onaylanmazsa diğer taraf bununla bağlı olmaktan kurtulur. Onamamanın sonucunda taraflardan her biri verdiğini geri isteyebilir. Ancak vesayet altındaki kişi sadece kendi menfaatine harcanan veya geri isteme zamanında malvarlığından olan zenginleşme tutarıyla ya da iyiniyetli olmaksızın elden çıkarmış olduğu miktarda sorumludur. Vesayet altındaki kişi fiil ehliyetine sahip olduğu hususunda diğer tarafı yanıltmış ise. Onun yüzünden uğradığı zarardan sorumlu olur.
  2. Vesayet altındaki kişiye bir mesleği icra etmesi izni verilebilir. Bu durumda vesayet altına alınan kişi bu meslekle ilgili işlemlerde tüm malvarlığı ile sorumlu olur.



VESAYET DAİRELERİ:
Vesayet makamı, Sulh Hukuk Mahkemesi; denetim makamı, Asliye Hukuk Mahkemesidir. (TMKm.397/2)



Vesayet Dairelerinin Görevleri:
        1. Şikayet ve itirazları inceler.
        2. TMK m.462’de sayılan hallerde vesayet dairelerinin izni gerekmektedir. TMK m.463’de ise denetim makamından izin alınması gereken haller sayılmıştır.
   3.   Rapor ve hesapları inceler.


VESAYETİN GEREKLİ OLDUĞU HALLER:
1.        Küçüklük
2.        Akıl Hastalığı veya zayıflığı
3.        Savurganlık, Alkol veya uyuşturucu madde bağımlılığı, Kötü yaşama tarzı
4.        Özgürlüğü bağlayıcı ceza
5.        Vesayet altına alınacak kişinin kendi istemi


VESAYET ALTINA ALINMADA USUL:
                İlgililer dinlenmeden ve Bilirkişi raporu alınmadan vesayetin gerekli olduğu hallerden 3.hal ve 5. Haldeki bir kimse kısıtlanamaz. Akıl hastalığı veya zayıflığı sebebi ile kısıtlanmada ise Resmi Sağlık Kurulu raporu üzerine karar verilir. Vesayet işleri,  vesayet dairelerince yapılır. Yetkili dairelerde vesayet altına alınacak kişinin yerleşim yerindeki vesayet daireleridir.


VESAYET ORGANLARININ SORUMLULUĞU:
  1. Özen yükümü, vesayet organları ve vesayet işleri ile görevlendirilmiş diğer kişiler,bu görevlerini yerine getirirlerken iyi bir yönetimin gerektirdiği özeni göstermekle yükümlüdürler.
  2. Vasinin sorumluluğu, vasi görevini yerine getirirken kusurlu davranışıyla vesayet altındaki kimseye vermiş olduğu zararlardan sorumludurlar. Bu husus kayyım ve yasal danışmanlar hakkında da geçerlidir.
  3. Devletin sorumluluğu, vesayet dairelerinde görevli olanların hukuka aykırı olarak vesayet altında olanlara vermiş oldukları zararlardan devlet doğrudan sorumludur. Vasi, Kayyım ve Yasal Danışmanların kusurlu olmadan vesayet altındaki kimselere verdiği zararlardan sorumludur.(Vasi, kayyım ve yasal danışmana tazmin ettirilemeyen hallerde)
    Zararı tazmin eden devlet oluşan zararda kusuru olanlara rücu eder. Devlet zararın karşılanmasını rücu davası ile sağlar. Rücu davasında yetki zararı veren vesayet dairesinin bulunduğu yere en yakın Asliye Hukuk Mahkemesine aittir.



SORUMLULUK DAVASINDA ZAMANAŞIMI:
  1. Olağan Zamanaşımı; Sorumlu vasiye ve kayyıma açılacak tazminat davası tebliğinden itibaren başlayarak 1 yıl geçmekle zamanaşımına uğrar.
  2. Olağanüstü Zamanaşımı; Tazminat davası, olağan zamanaşımı süresinin işlemeye başlamasından önce zarar gören tarafından bilinmesi veya anlaşılması olanağı olmayan bir hesap yanlışlığının veya sorumluluk sebebine dayanıyorsa hesap yanlışlığının veya sorumluluk sebebinin öğrenildiği tarihten başlayarak bir yıl içinde açılabilir. Herhalde tebliğden itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresi vardır.


VESAYETİN SONA ERMESİ:
  1. Küçüklerde; küçüğün ergin olmasıyla vesayet kendiliğinden sona erer. Erginliğe mahkemece  karar verilmişse mahkeme aynı zamanda küçüğün hangi tarihte ergin olacağını da belirler.
  2. Hükümlülerde; hapis halinin sona ermesi halinde kendiliğinden sona erer.
  3. Diğer Kısıtlılarda; yetkili vesayet makamının kararıyla sona erer. Vesayetin kaldırılmasını kısıtlı veya ilgililer isteyebilir.
*Kısıtlılık ilanla yapılmışsa kaldırılması da ilan ile yapılır. Bu ilan fiil ehliyetinin kazanıldığı anı ifade etmez. Fiil ehliyetinin kazanıldığı sağlık raporu ile belirlenebilir. Savurganlık, alkol ve uyuşturucu bağımlılığı, kötü yaşam tarzı, kötü yönetim halinde kısıtlanmış olan kimse kısıtlandığı sebepten en az 1 yıl şikayete meydan vermemiş olmasına bağlıdır. İstem üzerine kısıtlanmada kısıtlamaya sebep olan halin ortadan kalkmasına bağlıdır.*


VESAYETİN SONA ERMESİNİN SONUÇLARI:
  1. Görevi sona eren vasi, yönetimle ilgili son raporu ve kesin hesabı vesayet makamına vermekle yükümlü olduğu gibi malvarlığını vesayet altındaki kişiye, mirasçılarına veya yeni vasiye vermekle yükümlüdür.
  2. Son rapor ve kesin hesap vesayet makamınca hesaplanır.
  3. Son rapor ve kesin hesap onaylandıktan ve malvarlığı vesayet altındaki kimseye, mirasçılarına veya yeni vasiye verildikten sonra, vesayet makamı tarafından vasinin görevine son verilir. Vesayet makamı ayrıca vesayet altındaki kişiye, mirasçılarına veya yeni vasiye tazminat davası açma haklarının olduğunu bildirir.



VASİLİĞİN SONA ERMESİ:
  1. Fiil ehliyetinin yitirilmesi ve Ölüm
  2. Sürenin sona ermesi ve Uzatılmaması; sürenin (2 yıl) dolması, engelin veya kaçınma sebebinin ortaya çıkması
  3. Görevden alınma, vasi istek üzerine veya resen görevden alınabilir. Ancak vasi, görevden alınmadan önce vesayet makamı gerekli araştırmayı yapıp vasiyi dinledikten sonra onu görevden alabilir. Uyarı vermekte takdirine kalmıştır.


VASİ DAVASI DİLEKÇE ÖRNEĞİ:


İSTANBUL SULH HUKUK MAHKEMESİ SAYIN HAKİMLİĞİNE


DAVACI(VASİ TAYİNİ TALEP EDEN): ….
VEKİLİ: ….
ADRES: ...
KENDİSİNE VASİ İSTENEN: ….
DAVALI: (HASIMSIZ DA OLABİLİR)
TALEP KONUSU: (HANGİ NEDENLE VASİ TAYİNİ TALEBİNDE BULUNULUYORSA BELİRTİLİR.)
AÇIKLAMALAR: (MADDİ SEBEPLER)
H.SEBEPLER: MK ve tüm ilgili mevzuat.
DELİLLER: Nüfus kayıtları, Sağlık Kurulu Raporları, Hastane Kayıtları, Tanık, Her türlü maddi ve hukuki delil.
NETİCE VE TALEP: Yukarıda yazılan sebeplerle müvekkilimin … olan kişiye müvekkilimin vasi tayin edilmesini talep ederim.


                                                                                        
                                                                                                         Vasi Tayini Talep Eden Vekili



VASİ DAVASI ÖRNEKLERİ:


  1. 2012/801 E. Sayılı A. İ. dosyası; davacı B. İ.' nun anne N. İ’ nun vasisi atanmasına dair açmış olduğu vasilik davasına, müvekkil A. İ.;  kardeşi olan B. İ.’ nun kötüniyetli olduğu gerekçesi ile vasilik görevlerini en iyi yürütebilecek kişinin kendisi olabileceği ve anne N. İ.’na uzun süredir kendisi baktığı için vasilik görevine atanmasını talep etmesine ilişkindir. Bu konuda A. İ. annesine uzun bir süre bakmış ve bu süreçte iş hayatını da devam ettirmiştir. Dolayısıyla  kendi dinlenme ihtiyacını karşılayamamıştır. Davacı B. İ.' nun, A. İ.'ye karşı iddialarınında asılsız olduğu delillerle belirtilmiştir. Dosyadan da açıkça anlaşıldığı üzere,  A. İ.'nin gerek çevresince saygın birisi olması gerek annesine hiç bir karşılık beklemeden bakımını üstlenmesi onun annesine karşı kötüniyetli düşünceye sahip olamayacağını göstermektedir. Davacı ise  tüm bu süreçte annesini destekleyici bir girişimi ilgisi olmadığı dosyadan anlaşılmaktadır. Bu hususta Tanık, Hastane Raporu, Nüfus Kaydı  delil olarak  dosyada belirtilmiştir.


  1. 2013/434 E. Sayılı Z. O. dosyası; davacı Z. O.’ nun annesi C. O.’ ya vasi atanması talebine ilişkin açmış olduğu dava dosyasıdır. C. O. geçirdiği ağır hastalık sonucu iyileşemez durumda olması hastane raporu ile tespit edilmiştir. Z. O. bu süreçte  annesine yıllarca bakmış ve halen de hastanede refakatçi olurak  yanında kalmaktadır. Bu konuda da Z. O.’ nun annesine baktığı Tanıklarca bilinmekte delil olarak sorulabileceği belirtilmiştir. Sonuç olarak hakim,  Z. O.' nu, annesi C. O.’ ya vasi olarak atanmasına karar vermiştir.  



KONU HAKKINDA YARGITAY KARARLARI:


T.C. YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ E. 2006/20101 K. 2006/17373 T. 11.12.2006

• VESAYET ( Buna İlişkin Kararın Kısıtlının Yerleşim Yeri Vesayet Makamı Tarafından Verilmesinin Gerekmesi )

• YETKİLİ MAHKEME ( Vesayet Kararının Kısıtlının Yerleşim Yeri Vesayet Makamınca Verilmesinin Gerekmesi-Bu Yetkisinin Kesin Olması-Bir Kimsenin Birden Çok Yerleşim Yerinin de Olmaması )

• VASİYE TEBLİĞ (Vasilik Kararının Vasiye Tebliğ Edilip Vasinin Vasilikten Kaçınma Sebeplerini İleri Sürmesi Halinde Vesayet Makamınca Kaçınma Sebepleri Kabul Edilirse Yeni Vasi Atayabileceği İsteğin Yerinde Görülmemesi Halinde Gerekli Kararın Verilmesi için Durumun Denetim Makamına Bildirilmesinin Gerekmesi )

ÖZET : Vesayet kararının, kısıtlının yerleşim yeri vesayet makamı tarafından verilmesi gerekir. Bu yetki kesindir. ( MK.m.411 ) Bir kimsenin birden çok yerleşim yeri olmaz.
DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Davalı S'ye, Kayseri ve Erdemli vesayet makamlarınca vasi tayin edilmiştir.
Vesayet kararının, kısıtlının yerleşim yeri vesayet makamı tarafından verilmesi gerekir. Bu yetki kesindir. ( MK.m.411 ) Bir kimsenin birden çok yerleşim yeri olmaz. ( MK.m.19 ) Toplanan delillerden davalının yerleşim yerinin Erdemli olduğu anlaşılmaktadır. Erdemli vesayet makamının kararı vasiye tebliğ edilmemiştir. Vesayet Kararının vasiye tebliğ edilip, vasi ( H )'nin vasilikten kaçınma sebeplerini ileri sürmesi halinde vesayet makamınca kaçınma sebepleri kabul edilirse yeni bir vasi atayabileceği gibi isteğin yerinde görülmemesi halinde de gerekli kararın verilmesi bakımından durumu denetim makamına bildirmesi zorunludur. ( MK.m.422 ) Mahkemece; Kayseri vesayet makamının kararının kaldırılması, vasinin itirazlarının denetim makamınca incelenmesi, alınacak kararların sonucu beklenilmesi gerekmektedir. Bu yön üzerinde durulmadan işin esasının incelenmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre de diğer yönlerin incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11.12.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.





T.C. YARGITAY 1. HUKUK DAİRESİ E. 2008/2710 K. 2008/4366 T. 3.4.2008                         • VASİLİK GÖREVİNİN KÖTÜYE KULLANILMASI ( Tapu İptal Tescil - Kısıtlının Ölümü İle Vesayetin Son Bulacağı ve Davanın Takip ve Sürdürülme Yetkisinin Kısıtlı Mirasçılarına Geçeceği/Kısıtlının Mirasçılarına Tebligat Yapılması Gerektiği )                 • TAPU İPTAL TESCİL ( Vasilik Görevinin Kötüye Kullanılması/Kısıtlının Ölümü İle Vesayetin Son Bulacağı ve Davanın Takip ve Sürdürülme Yetkisinin Kısıtlı Mirasçılarına Geçeceği - Kısıtlının Mirasçılarına Tebligat Yapılması Gerektiği )               • TEBLİGAT ( Vasilik Görevinin Kötüye Kullanılması/Kısıtlının Ölümü İle Vesayetin Son Bulacağı ve Davanın Takip ve Sürdürülme Yetkisinin Kısıtlı Mirasçılarına Geçeceği - Kısıtlının Mirasçılarına Tebligat Yapılması Gerektiği )                                                              • TARAF TEŞKİLİ ( Tapu İptal Tescil - Kısıtlının Ölümü İle Vesayetin Son Bulacağı ve Davanın Takip ve Sürdürülme Yetkisinin Kısıtlı Mirasçılarına Geçeceği/Kısıtlının Mirasçılarına Tebligat Yapılması Gerektiği ) 4721/m.462/8

ÖZET : Dava, vasilik görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptal tescil isteğine ilişkindir. Kendisine vasi tayin edilen kısıtlının davanın devamı sırasında öldüğü eksikliğin tamamlanması yoluyla getirtilen evraklardan anlaşılmaktadır. Kısıtlının ölümü ile vesayetin son bulacağı ve davanın takip ve sürdürülme yetkisinin kısıtlı mirasçılarına geçeceği tartışmasızdır. Bu durumda vesayetin son bulduğu gözetilerek mahkemece kısıtlının mirasçılarına tebliğat yapılmak suretiyle taraf teşkilinin sağlanması ve onların huzuruyla davanın görülmesi gerekir.
DAVA : Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, kısıtlı H. A'nın vasisi M'nin görevini kötüye kullanarak kısıtlıya ait 2473, 1244, 1884 ve 718 parsel sayılı taşınmazları danışıklı olarak davalı eşine satış suretiyle devrettiğini ileri sürerek tapu iptal tescil isteğinde bulunmuştur.
Davalı, iddiaların yersiz olduğunu bildirip davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, temliki işlemlerin danışıklı ve muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi S. A'nun raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü:
KARAR : Dava, vasilik görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptal tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, kısıtlı H. A'ya oğlu M. A'nın vasi tayin edildiği, kısıtlıya ait 1244, 1884, 2473 ve 718 parsel sayılı taşınmazlarınsan vasi tarafından davalı eşine satıldığı yargılama aşamasında yeni vasi olarak atanan davacının Türk Medeni Kanununun 462/8. maddesi hükmü gereğince mahkemeden aldığı izinle temliki işlemlerin danışıklı yapıldığını, vasilik görevinin kötüye kullanıldığını ileri sürerek eldeki davayı açtığı görülmektedir.
Nevar ki, kendisine vasi tayin edilen kısıtlı H. A'nın davanın devamı sırasında 24.4.2007 tarihinde öldüğü eksikliğin tamamlanması yoluyla getirtilen evraklardan anlaşılmaktadır. Kısıtlının ölümü ile vesayetin son bulacağı ve davanın takip ve sürdürülme yetkisinin kısıtlı mirasçılarına geçeceği tartışmasızdır. Bu durumda vesayetin son bulduğu gözetilerek mahkemece kısıtlının mirasçılarına tebliğat yapılmak suretiyle taraf teşkilinin sağlanması ve onların huzuruyla davanın görülmesi gerekeceği kuşkusuzdur.
O halde; mahkemece anılan bu usuli işlemler ikmal edilmeden davanın esası hakkında karar verilmiş olması doğru değildir. Davalının bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir.
SONUÇ : Kabulüyle hükmün açıklanan nedene hasren HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer hususların incelenmesine şimdilik yer olmadığına alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 03.04.2008 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


T.C. YARGITAY 2. HUKUK DAİRESİ E. 2005/20296 K. 2006/5285 T. 11.4.2006                               • VASİLİK SIFATINA İTİRAZ ( Öncelikle Vesayet Makamı Olan Sulh Hukuk Mahkemesinin İnceleyip Yeni Bir Vasi Ataması İtirazın Yerinde Görülmemesi Halinde İse Denetim Makamı Olan Asliye Hukuk Mahkemesi'ne Göndermesi Gerektiği )              • VESAYET MAKAMI ( Sulh Hukuk Mahkemesi - Vasilik Sıfatına İtiraz/İnceleyip Yeni Bir Vasi Ataması İtirazın Yerinde Görülmemesi Halinde İse Denetim Makamı Olan Asliye Hukuk Mahkemesi'ne Göndermesi Gerektiği )                                                       4721/m.422, 4787/m.2,3

ÖZET : Vasinin şahsına karşı yapılmış olan itirazı öncelikle vesayet makamı olan Sulh Hukuk Mahkemesi inceler. İtirazın yerinde görülmesi halinde Sulh Hukuk Mahkemesi yeni bir vasi atar; itirazın yerinde görülmemesi halinde ise, dilekçenin görev yönünden ret edilerek denetim makamı olan Asliye Hukuk Mahkemesi'ne gönderilmesi gerekir.
DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava, vasinin şahsına yönelik itirazdır.
Türk Medeni Kanununun 422. maddesi gereğince vasinin sıfatına karşı yapılan itirazları veya vasinin ileri sürdüğü kaçınma sebeplerini ( özürleri ) inceleme görevi öncelikle vesayet makamı Sulh Mahkemesine onun kabul etmemesi halinde denetim makamına Asliye Mahkemesine aittir. ( 4787 SK. m. 2-3, TMK. m. 397) Öyle ise vasinin şahsına yönelik itiraza ilişkin dilekçenin açıklanan kurallar çerçevesinde değerlendirilip, vesayet makamınca itiraz ve özür nedenleri yerinde görülmediği takdirde dilekçenin görev yönünden reddi ile denetim makamınca bu konuda kesin bir karar verilmek üzere dosyanın geri çevrilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ : Açıklanan sebeple dilekçenin görev yönünden reddi ile dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 11.04.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.



                                                                                                                           Stj. Av.  Mustafa TAHAN

5 yorum:

  1. Sayın av. mahkemece ruh ve sinir hastalıkları hastanesinden heyet raporu alan ve bu rapor sonucunda ; yasal danışman atanması uygundur şeklinde olan bir kısıtlı adayına vasi tayin edilirmi ?

    YanıtlaSil
  2. Ben 2 yıl önce babam vasi olaraka tayin edildi davranış bozuklugu nedeniyle gecici sureligine verildi babam suan bize bakmiyo sigortali bir iste calismam gerekiyo gecimimizi saglaya bilmek icin ve yatalak kardesim var surekli onu doktora goturup getire bilmem icin ehliyet almam gerek madfi yonden hicbir destegi yok suan ve zor durumdayiz ben dava acip babama vasi olusunu iptal edebilirmiyim veya kacyilda bir yenileniyo bana gecici sureligine veriyoruz dedi doktorlar

    YanıtlaSil
  3. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  4. Anneme vasi olarak atanmistim annem vefaat etti vadlsiligi iptal etmeme gerek varmi

    YanıtlaSil
  5. Anneme vasi olarak atanmistim annem vefaat etti vadlsiligi iptal etmeme gerek varmi

    YanıtlaSil